1 Mart 2017 Çarşamba

Sosyal Medya Mutsuz mu Ediyor?



Süper anne olmak mümkün mü? Daha doğrusu nedir süper anne? Ya da çok iyi bir anne? Olmalı mı, olmaya çalışmalı mı? Sosyal medya bizi bu çılgınlığa mı sürüklüyor? Sürekli takdir edilip, beğenilme çabası içinde miyiz? Ben bu soruları soruyorum bazen kendime.

Kaspersky Lab'ın, dünya genelinde 16.750 kişiyle yaptığı anketle ortaya çıkan bir gerçek var. Sosyal medya, arkadaşlarla irtibatta kalmanın ve mutlu anılar paylaşmanın bir yolu olarak hayatımıza girse de; sosyal medya artık pek çok insanı negatif hissettiriyor. Fazla stalk mutsuz ediyor kısacası :)

Yapılan araştırmaya göre; İnsanlar sosyal medyadaki etkileşimleri sonucunda iyi hissetmek istemekle birlikte; arkadaşlarının tatil, hobi ve eğlenceli etkinliklerle ilgili mutlu paylaşımlarını görünce hayatın tadını yeterince çıkaramadıklarını düşünüp kötü hissediyorlar. Örneğin, %57'si davet edilmedikleri bir partiden arkadaşlarının paylaştığı bir içeriği görünce mutsuz olduklarını; %53’ü de arkadaşlarının mutlu tatil fotoğraflarının kendileri üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söylüyor. Dahası, %40'lık bir kesim de, geçmişte paylaştıkları mutlu içeriklere bakmanın, eski yaşamlarının şimdikinden daha iyi olduğunu düşünmelerine sebep olduğunu belirtiyor.

Ben de, biz de yüzlerce hesabı takip edip, başka annelerin, kadınların, tanımadığımız insanların hayatlarına misafir oluyoruz her gün. Bence hep hatırlamamız gereken şey kimsenin hayatının instagram hesabından ibaret olmadığı. Tabi ki herkes timeline'ına güzel fotoğrafları, mutlu anlarını koyacak. Sen öyle yapmıyor musun? Yeter ki hiç bir paylaşımın seni yetersiz hissetmesine izin verme! Yani hiç bir anne 7/24 etkinlik yapmıyor ya da özenle hazırlanmış akşam sofralarına oturmuyor :) Özellikle anneliğini bu hesaplardan kıyaslamak, puanlamak çok tehlikeli bence. Zaten anneliği karşılaştırmak normal bir olay değil de, o başka bir konu.

Evet insan o reklamlardaki gibi olacak sanıyor başlarda. Siz bir anda doğum kilolarınızı vereceksiniz, her gün bakımlı uyanacak ve yatağında mışıl mışıl uyuyan bebeğinizi seyredeceksiniz. Abartmıyorum kakalı yastık kılıfla uyandığımı bilirim :) Kusmuk, salya bunlar hayatınızın normal akışı oluyor zaten :) Sen kakalarla uyanırken bir bakıyorsun ''....annesi yada prenses...'' Fönlü saçlarıyla  #annekahvesi içiyor :) İyi de bu nasıl oluyor? Daha dakika bir gol bir benim motivasyon gidiyor :)
Ben de kendimi hırpaladım o dönemde. Hem bakımlı olayım, hem evim temiz-toplu olsun, hem bebeğim mutlu olsun. Bazen oldu bazen olmadı... Ama Allahtan şunu çabuk anladım; aslolan kızım. Onun sanki umrunda mı tv ünitesi tozluymuş yada senin saçların fönsüzmüş. Anı kaçırmadan yaşadım onunla evde olduğum ayları, ki su gibi geçti. Zaten devletimizin sağladığı acınası 16 hafta izni hiç bir anne gibi bende yeterli bulmuyorum. Kızım 5,5 aylıkken burnumda onun kokusuyla döndüm işe. Aslında ben koşa koşa gittim. Ev istirahati bana yetmişti. Bünye alışkın değil herhalde ondan. :) Geçenlerde bir blogta yorum olarak bırakılan bir söz çok hoşuma gitti; ‘’Çalışan anne olmanın en güzel yanı sıcak çay-kahve içebilmektir.’’ :) Vallahi doğru ne yalan söyleyeyim.
Ben süper anne olmadığımı biliyorum ama İnci için en iyi anne olduğumu da biliyorum. Her şeye yetişmeye çalışmadan anda kalıyorum artık. Onun tek bir gülüşü yada birlikte geçireceğimiz gerçekten birbirimize konsantre olduğumuz anlar paha biçilemez. Başkalarının çocuklarını like'layacağız diye kendi çocuklarımızın AN 'arını kaçırıyoruz bazen. Bazen sahip olamadıklarımız için üzülürken  sahip olduğumuz şeyler için şükretmeyi unutuyoruz.
Anda kalın, sevgiyle kalın.
Öykü

http://www.teknolojioku.com/haber/sosyal-medya-mutsuz-ediyor-39240.html

2 yorum:

  1. Şeyda Şengül2 Mart 2017 16:56

    Gayet öz biçimde çok doğru yorumlamışsınız Öykü hanım içinde bulunduğumuz durumu :) Anneler, anne adayları ve sanıyorum daha çok biz kadınlar son dönemde bu sosyal medya içindeki zaman döngüsünde fazlaca kaybolabiliyor, yolumuzu şaşırabiliyor, inanılmaz vakit harcayabiliyoruz. Hep en güzeller, en şıklar hep en ler paylaşıldığı için çok da gerçeği yansıtmadığının bilincindeyiz de aslında ama yine de vazgeçemiyoruz stalktan veya paylaşımlarımızdan. Esasında mutluluğumuzu paylaştıkça çoğalacağımız düşüncesiyle yapıyoruz bunu. Mühim olan sanırım sizin de belirttiğiniz gibi bunu yaparken çok da anı kaçırmadan, andan kopmadan bunu yapmayı başarabilmek, çok da boğulmamak başkalarının hayatlarında.
    Bir yaşam öğretisi olan Tolteklerin felsefelerinde bireylerin yaşamları boyunca kendileriyle yaptıkları anlaşmalardan bahsederler, her gün bu anlaşmalara yenilerini ekliyoruz mutlaka az önce yaptığımız gibi misal. Onların temel felsefelerinde yer alan dört anlaşmanın en önemlisi olan ''Daima yapabildiğinin en iyisini yap'' öğretisi aslında en zoru ve önemlisi aslında hayatımızda. Azıcık felsefik yaklaştım sıkmadan iletmek istediğim mesaj şu ki; bu öğreti doğrultusunda aslında siz en zor olan anlaşma için, İnci için mükemmel anne olma yolunda harika bir savaşım veriyorsunuz, anda kalarak her şeye yetişmeye çalışmadan, severek takip ediyoruz sizi :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyda Hanım, bu güzel ve öğretici yorum için çok teşekkür ederim. Toltekleri sayenize araştırdım ve çok ilgimi çekti. Bu yeni pencere için çok teşekkür ediyorum. ''Daima yapabildiğinin en iyisini yap'' felsefesi bence de bize yaşam boyu mutluluk ve başarıyı getirebilecek motto :) Sevgiler,

      Sil