Sosyal Medya Mutsuz mu Ediyor?
Süper anne olmak mümkün mü? Daha
doğrusu nedir süper anne? Ya da çok iyi bir anne? Olmalı mı, olmaya çalışmalı
mı? Sosyal medya bizi bu çılgınlığa mı sürüklüyor? Sürekli takdir edilip,
beğenilme çabası içinde miyiz? Ben bu soruları soruyorum bazen kendime.
Kaspersky Lab'ın, dünya genelinde 16.750 kişiyle yaptığı anketle ortaya çıkan bir gerçek var. Sosyal medya, arkadaşlarla irtibatta kalmanın ve mutlu anılar paylaşmanın bir yolu olarak hayatımıza girse de; sosyal medya artık pek çok insanı negatif hissettiriyor. Fazla stalk mutsuz ediyor kısacası :)
Yapılan araştırmaya göre; İnsanlar sosyal medyadaki etkileşimleri sonucunda iyi hissetmek istemekle birlikte; arkadaşlarının tatil, hobi ve eğlenceli etkinliklerle ilgili mutlu paylaşımlarını görünce hayatın tadını yeterince çıkaramadıklarını düşünüp kötü hissediyorlar. Örneğin, %57'si davet edilmedikleri bir partiden arkadaşlarının paylaştığı bir içeriği görünce mutsuz olduklarını; %53’ü de arkadaşlarının mutlu tatil fotoğraflarının kendileri üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söylüyor. Dahası, %40'lık bir kesim de, geçmişte paylaştıkları mutlu içeriklere bakmanın, eski yaşamlarının şimdikinden daha iyi olduğunu düşünmelerine sebep olduğunu belirtiyor.
Ben de, biz de yüzlerce hesabı takip edip, başka annelerin, kadınların, tanımadığımız insanların hayatlarına misafir oluyoruz her gün. Bence hep hatırlamamız gereken şey kimsenin hayatının instagram hesabından ibaret olmadığı. Tabi ki herkes timeline'ına güzel fotoğrafları, mutlu anlarını koyacak. Sen öyle yapmıyor musun? Yeter ki hiç bir paylaşımın seni yetersiz hissetmesine izin verme! Yani hiç bir anne 7/24 etkinlik yapmıyor ya da özenle hazırlanmış akşam sofralarına oturmuyor :) Özellikle anneliğini bu hesaplardan kıyaslamak, puanlamak çok tehlikeli bence. Zaten anneliği karşılaştırmak normal bir olay değil de, o başka bir konu.
Evet insan o reklamlardaki gibi
olacak sanıyor başlarda. Siz bir anda doğum kilolarınızı vereceksiniz, her gün
bakımlı uyanacak ve yatağında mışıl mışıl uyuyan bebeğinizi seyredeceksiniz.
Abartmıyorum kakalı yastık kılıfla uyandığımı bilirim :) Kusmuk, salya bunlar
hayatınızın normal akışı oluyor zaten :) Sen kakalarla uyanırken bir bakıyorsun ''....annesi yada prenses...'' Fönlü saçlarıyla #annekahvesi içiyor :) İyi de bu nasıl oluyor? Daha dakika bir gol bir benim motivasyon gidiyor :)
Ben de kendimi hırpaladım o
dönemde. Hem bakımlı olayım, hem evim temiz-toplu olsun, hem bebeğim mutlu
olsun. Bazen oldu bazen olmadı... Ama Allahtan şunu çabuk anladım; aslolan
kızım. Onun sanki umrunda mı tv ünitesi tozluymuş yada senin saçların fönsüzmüş.
Anı kaçırmadan yaşadım onunla evde olduğum ayları, ki su gibi geçti. Zaten
devletimizin sağladığı acınası 16 hafta izni hiç bir anne gibi bende yeterli
bulmuyorum. Kızım 5,5 aylıkken burnumda onun kokusuyla döndüm işe. Aslında ben
koşa koşa gittim. Ev istirahati bana yetmişti. Bünye alışkın değil herhalde
ondan. :) Geçenlerde
bir blogta yorum olarak bırakılan bir söz çok hoşuma gitti; ‘’Çalışan anne
olmanın en güzel yanı sıcak çay-kahve içebilmektir.’’ :) Vallahi doğru ne yalan
söyleyeyim.
Ben süper anne olmadığımı
biliyorum ama İnci için en iyi anne olduğumu da biliyorum. Her şeye yetişmeye
çalışmadan anda kalıyorum artık. Onun tek bir gülüşü yada birlikte
geçireceğimiz gerçekten birbirimize konsantre olduğumuz anlar paha biçilemez. Başkalarının
çocuklarını like'layacağız diye kendi çocuklarımızın AN 'arını kaçırıyoruz bazen.
Bazen sahip olamadıklarımız için üzülürken
sahip olduğumuz şeyler için şükretmeyi unutuyoruz.
Anda kalın, sevgiyle kalın.
Öykü
http://www.teknolojioku.com/haber/sosyal-medya-mutsuz-ediyor-39240.html