25 Ağustos 2016 Perşembe

Bebek Odası

Bebek beklerken yapılan en eğlenceli  hazırkıklardan biridir bence bebek odası hazırlamak. Peki nasıl olmalı? ya da nasıl olmamalı? Bazı genel geçer kurallardan bahsedeceğim. Benim için gerekli olan belki sizin için gerekli olmayabilir tabi. Bence en sonunda hepsi çok güzel oluyor. Sevgiyle yapılıyor çünkü :) Bu yazımda Montessorri felsefesine de birazcık değiniyor olacağım. Nedir derseniz: tık tık.

Kocaman dolaplar ve bebeğiniz neredeyse üniversiteye kadar kullanabileceği büyüyen yatakları olan takımları satın almak yerine birbiri ile uyumlu parçaları biraraya getirerek bir oda yapmanızı öneririm. Ayrıca bebeğinizin ihtiyaçlarının değiştiğini göreceksiniz. Ufak dokunuşlarla bunlara uyumlu hale getirebilmek size avantaj sağlayacaktır. Hem Madam Montessorri duymasın valla :)

İlk olarak bebek odasının konumu ve genel özellikleri  nasıl olmalı dersek, anne ve babanın odasına en yakın olan ve güneş alan bir penceresi olan bir oda olmalı diyor uzmanlar. Ancak malumunuz çoğunlukla yaşadığımız evlerde zaten bir adet boş oda oluyor yada hiç olmuyor. O sebeple elimizdeki oda ile en iyisini yapmaya çalışıyoruz :) Tesadüf eseri İnci'nin odası ve bizim odamız bitişik. Yere kadar cam olan da bir penceremiz var :)

Karyola mevzusuna gelirsek, ahşaptan, çocuk odasına uygun bir boya ile boyanmış( İkea'nın yaptığı bir araştırmaya göre bebeklerin ilk kemirdikleri şey karyola kenarlarıymış.) , parmaklık aralıkları 6 cm geçmeyen bir karyola olmalı. İlk aylar sizin odanızda yatacak ise bir sepet beşik yada yatak yanı beşik alabilirsiniz. Karyolanın altı bence boş olmalı.Temizlik yaparken ne demek istediğimi anlayacaksınız :) Son zamanlarda artık daha kolay bulabileceğiniz Montessorri yataklarına da göz atmak isteyebilirsiniz. Direk yer yatağı olamsada kendinin inip çıkabileceği yataklarda bulmak mümkün. Biz İkea'dan bir ahşap karyola ve sepet beşik tercih ettik. İlk aylarda arakatı kullandık. Daha sonra alt kata geçtik. Ön barını çıkarttığımız zaman rahatlıkla kendisi inip çıkabilir diye düşünüyorum.

Bebeğinizin eşyalarını depolamak için ister dolap ister şifonyer kullanabilirsiniz. Bana İkea'nın 5 çekmeceli ince uzun şifonyeri yetti. İlerleyen aylarda kendi dolabımızda İnci'ye yer açıp bazı elbise ve montlarını astık. Tabi bu hiç Montessorri'ye uygun değil ancak şöyle bir düzenleme yaptık. İnci'nin sürekli kullandığı eşyalarını alt çekmecelere yerleştirdim. Böylece çekmecelerini rahat rahat dağıtabiliyor :) Alt değiştirme ünitesi olarak da kullanacağınız bir şifonyer bence işinizi görecektir. Bizim odamızda yer olmadığı için alt değiştirme masası alamadık ama bence yeriniz varda mutlaka edinin. Tüm eşyaları bir yerde derli toplu duruyor ve beliniz kopmuyor :)

Duvarlara gelirsek, ışığı direk yansıtmayacak ve gözleri yormayacak pastel tonlar tercih edilmeli. Örneğin beyaz renk ışığı çok sert yansıttığı için henüz gelişmekte olan görme duyusunu olumsuz yönde etkileyebilir. Biz bir duvarı English Home'dan aldığım bir duvar kağıdı ile kapladık, geriye kalan yerler ise açık pembeye boyandı.

Aydınlatma için tek önerim dimmer ayarlı bir lamba olması işinizi kolaylaştıracaktır. Gece kalktığınızda ışığı çok hafif  açarak, ekstra bir gece lambasına ihtiyaç duymadan işinizi görebilirsiniz.

Emzirme koltuğu yada adına ne demek isterseniz :) Benim en çok kullandığım şeylerden birisi oldu. İnci 4. aydan itibaren kendi  odasında yatmaya başladı gece uyandığında emzirmek için onu odasından çıkartmadan rahatça emzirebildim. Kesinlikle gereksiz değil, şiddetle tavsiye ediyorum.

Halı konusa gelirsek, aslında uzmanlar bebek odasında halı tavsiye etmiyor. Doğacak bebeğinizin alerjik olup olmadığınıda bilmediğinize göre aslında almamak en iyisi. Ben English Home'dan antialerjik, çamaşır makinesinde yıkanbilen bir halı satın almıştım. Çok büyük paralar vermeyin bence. Odasından çıkartmanız gerekebilir. Eğer bütçeniz varsa Unigo oyun matlarından alabilirsiniz. Antialerjik, çift taraflı kullanılabiliyor. Çok daha iyi bir yatırım olacaktır.

Bunların dışında İnci'nin odasında kullandığım ve memnun kaldığım ürünlere gelirsek, saati,ısıyı ve nemi ölçen bir cihaz almıştık. Gece saat lazım olabiliyor. Sıcaklık malumunuz annelerin en çok takıldığı konu :) Nem ölçeri de kışın kullandım açıkcası. Nem azaldıkça buhar makinesini çalıştırdık. Doktorumuz 4 saat açın, 4 saat kapatın demişti. Odasında kendine ait bir kirli çamaşır sepeti tavsiye ederim. Yıkarken ayırmak zor olabilir. Ayrıca kirli bebek bezleri için Korbell marka çöp kovamızı halen çok severek kullanıyoruz. İlk aylarda sorun olmuyor ama ek gıdadan sonra o küçücük poponun yaptıklarına inanamayacaksınız :) Sürekli çıkıp çöp atamıyorsunuz. Bu kova asla kokuyu dışarı çıkartmıyor. Eşimi aldığımda dalga geçtiği ama sonra iyiki dediği bir ürün. Tüm bunlara ek olarak uyku setlerine büyük paralar harcamayın derim. Zaten uzunca bir süre yastık ve yorgan kullanamayacak. Bir çarşaf yeterli. Yan korumayı da aldınızmı tamamdır. Hatta benimkini canım annem dikti :) Eminim siz de bir yakınınızdan rica etseniz seve seve yapacaktır.

Bebeğiniz büyüdükçe ihtiyaçları değişecektir. Oyun ve aktivite alanına ihtiyaç duyacaktır. O yüzden naçizane tavsiyem büyük paralar  harcamayın ve odayı gereksiz hiç bir şey ile doldurmayın. Zaten ağzına kadar dolacak :) 

Eğer sizde özenle hazırladığınız bebeğinizin odasını ve hazırlarken edindiğiniz tecrübeleri paylaşmak isterseniz bana iletin blogumda paylaşayım.Miniğinizle keyifli vakit geçireceğiniz bir oda olacaktır eminim. Hazırlarken bol bol fotoğraf çekin derim. Kolay gelsin :)


Öykü






15 Ağustos 2016 Pazartesi


Yenidoğan ve Anne İhtiyaç Listesi



Madem anne-bebek blogu tutuyorum o zaman en kült konulardan biri olan yenidoğan ve anne ihtiyaç listesi hakkında da yazmalıyım dedim.

Bu yazıda bir anne gözünden kendi tecrübelerimi ve tavsiyelerimi yazacağım.Uzun bir yazı olacak. İyi okumalar.

Bende araştırıp, okuyup alışverişimi öyle yapmıştım ama bir sürü gereksiz şeyi de satın almıştım. Kimisini farkında olarak, kimisini fark etmeden. Duygusal bir alışveriş bu,pazar çok büyük ve maalesef tüketime yönelik. Demem o ki ben ettim siz etmeyin :)

Öncelikle olmazsa olmaz, çok memnun kaldığım ürünlerle başlamak istiyorum.

  • Kendinden eldivenli tulum; Malum tırnak dokusu sertleşip, kan pıhtılaşması normalleşene kadar tırnak kesilmesini tavsiye etmiyor doktorlar. Bu süreçte istemeden de olsa zaman zaman eldiven kullanmak zorunda kalıyoruz. Bizimki Chicco marka 4 parça hastane çıkışıydı. Çıtçıtsız. Üst üste gelip yandan bağlanıyordu. Giydirmesi de çok kolay oluyor. Tulumdan ayrı eldiven de kullandım ancak bu kadar kullanışlı asla olmuyor. Sürekli çıkıp duruyor minik ellerden.
  • Müslin Bez; Yeni adıyla müslin, aslında annelerimizin anneannelerimizin mermerşahi dedikleri ince tülbent bezinden örtüler. Aklınıza gelebilecek her şeye kullanıyorsunuz. Ağzını silmeye, terini silmeye, banyodan sonra havlusunun içine yerleştirmeye, üzerini örtmeye, kundak yapmaya. Ben e-bebek indiriminden Momeasy markanın büyük ve küçük boylarını almıştım. Hala severek kullanıyoruz.
  • Küvet ve Küvet ayağı; Eğer banyonuzda küveti yerleştirebileceğiniz bir tezgahınız varsa bu sizin için çok da gerekli değil aslında. Ancak eğer benim gibi sezeryanla doğum yaptıysanız gerçekten büyük rahatlık oluyor. Ben Aqua Scale marka tahliye hortumu olan bir küvet tercih etmiştim. Tahliye hortumu da kesinlikle çok kullanışlı. Su dolu kocaman küveti kaldırıp dökmek yerine sadece gideri açıyorsunuz o kadar. Ben İnciyi yıkarken file kullanmadım. Suyun içinde yıkanmasına özen gösterdim. Yaz bebeği olduğu için de her gün banyo yaptı. Eğer siz de bebeğinizi yalnız yıkayacaksanız küvetin içine yerleştirilen ya da küvette kendinden var olan, bebeği içine yatırdığınız aparattan da edinmenizi tavsiye ederim. Benim kullandığım küvette bu aparat mevcuttu. Hatta takıp çıkartmanıza imkan veriyordu. Böylece ilk günlerde kullanmayıp, ilerleyen aylarda taktım. Bu aparat sayesinde lavaboda yada kendi küvetinizde bile bebeğinizi yıkayabilirsiniz.
  • Wrap Sling; En en en en olmazsa olmazlarımdan biri benim için. Biz Neko marka kullandık. İnci 20 günlüktü kullanmaya başladığımda. Akşam saatlerinde sebepsiz yere durmadan ağlıyordu. Sling 'le bağlayınca mucizevi bir şekilde susuyor ve uykuya dalıyordu. Ben de ellerim serbest, kuzucuğum koynumda ne istersem onu yapıyordum. Tutumluanne.com web sitesinden sipariş verdim ve kullanmaya başladım. Ergonomik kanguruya geçtiğimiz zaman da yine tutumluanne.com'dan sattım. Zaten 2. eli de çok popüler alıp kullanmasanız bile en fazla 3 gün içinde satarsınız. Ama bu zevkten kendinizi mahrum etmeyin derim. Her anne bebeğini giymeli. Ayrıca kanguru da sling gibi olmuyor. Sling'in tadı bir başka :)
  • Sepet Beşik; Ben Mothercare markanın sepet beşiğini kullandım.Yaklaşık ilk 3 ay İnci bizim odamızda uyudu. O zaman zarfında kullandım. Alçak oluşu geceleri bebeğimi kalkmadan kontrol edebilmemi sağladı. İçinin darlığı da ona ilk günlerde ihtiyaç duyduğu anne karnı hissiyatını yarattı. Üstelik çok kokoş ve şirin :) Yatak yanına takılan beşiklerde çok kullanışlı görünüyor. Söylemeden geçemeyeceğim. Kullanan ve memnun kalan varsa yorum bırakırlarsa sevinirim.
  • Göğüs Kalkanı; Ben Avent'in kalkanını kullandım. Göğüs uçlarınız çok hassas oluyor. Bu kalkan hiç bir yere değmemesini sağlıyor. Göğüslerim hiç yara olmadan o dönemi atlattım. 2 farklı kapağı var. Gündüz hava alabilen gece de tamamen kapalı olanı kullandım.


 Gelelim klasik alışveriş listesine. Aşağıda madde madde listeliyorum,Bu keyifli dönemin tadını çıkarın, her andan zevk almaya çalışın. Türlü hayaller kurup aldığınız her parçayı İnşallah mutlu günlerde kullanırsınız. 

Sevgiyle Kalın,

Öykü

Tekstil:
  • Tek parça tulumlar yada hastane çıkışı
  • Tek alt 
  • Alt üst takım(bence yenidoğan için tek parça daha kullanışlı.2 parça takımların üst kısmı toplanıyor.)
  • Çıtçıtlı body (mevsime göre askılı ya da kısa kollu tercih edebilirsiniz.)
  • Eldiven (2 tane yeterli oluyor)
  • Çorap (ben çılgınca çorap almıştım. çok minik çok tatlılara ama yapmayın etmeyin!)
  • Önlük(İnci 6 aylık olana dek çok kustu sizde de yenidoğan reflüsü olursa eliniz ayağınız olacaktır.)
  • Ağız mendili (10 tane falan yeterli oluyor. Ben hiç ağzını silmek için kullanmadım. Hep başka maksatlarla işime yaradı.)
  • Penye bere(bebekler ilk önce kafalarından ısı kaybediyor.Yaz bile olsa banyodan sonra kullanmak gerekiyor.)
  • Banyo havlusu(bornozlar çok şirin ancak yenidoğanda hiç kullanışlı olmuyor.Başlıklı bir havlu işinizi görecektir.
  • Yelek (ben anneme ve kayınvalideme bol bol ördürdüm.Çok şükür alerjik bir durum da oluşmadı yumuşak yumuşak giydi.)
  • Penye yelek ( yaz aylarında uyanınca iyi oluyor.Ne de olsa Türk Anasıyız biz :) )
  • Kozmonot tulum(kış bebeği ise almanızı öneririm)
  • Müslin bezler
  • Penye battaniye
  • Örgü yada yünlü battaniye 
  • Kundak ( ben İnci'yi yaklaşık 4,5 ay kundak yaptım. Tabi kalça problemi yaşamamak için bu işin bir yöntemi var. Bebekler ilk aylarda el ayaklarının kendilerine ait olduğunun farkında değiller. El ve ayaklar istemsiz kıpırdadığına miniklerimiz uyanıyorlar. Ayrıca kundak anne karnı hissiyatını devam ettiriyor. İlk aylarda müslin bezden yararlandık ama sonrasında Summer Infant Swaddle Me hazır kundağa geçtik.  Yurt dışına çıkan bir yakınınızdan isteyebilirsiniz. Biz öyle yaptık. Ya da Mycey'in benzer bir ürünü mevcut.)
  • Alt değiştirme örtüsü (tek kullanımlıkları da kullanabilirsiniz ya da  bir alt değiştirme üniteniz var ise -ki bence çok gerekli birşeymiş- temizliği kolay kumaş bir ürün tercih edebilirsiniz.)
  • Çarşaf (bebekler uzun bir süre yastıksız ve yorgansız yattığı için bence o gereksiz pahalı uyku setlerini almanıza lüzum yok. En azından nevresim takımı alsanız yeter. Ben English Home'dan lastikli çarşaf almıştım. Üzerini örtmek için de bazen penye battaniyesi bazen müslin bezini kullanmıştım.
  • Alez ( Mutlaka almalısınız. İnci çok kustuğu için ben faydasını gördüm.)
  • Yatak yan koruma (ben dönmeye başladıktan sonra kullandım. Doktorum boğulma riskine karşılık önermedi. Ya da Mycey'in şöyle bir ürünü var.)
  • Yan yatırma yastığı
Not: Çok fazla giyim alışverişi yapmamanızı öneririm. Hem hediye geliyor hem de ilk aylarda çok çabuk büyüyorlar hiç giydirmeden bile kaldırıyorsunuz. Baktınız fazlaca hediye geldi ileriki aylarda giyeceği bir şeylerle değiştirmenizi öneririm. Bir de 0-3 ay hatta 3-6 ay çocuk kot pantolon, elbise vb. giyemiyor. Giyse  de hiç rahat etmiyor. Bence şirinliğine aldanıp boş yere masrafa girmeyin. Ayakkabı da almanızı önermiyorum. Sonuçta yürüyemeyen bir bebeğe ayakkabı giydirmeye gerek var mı? Ayrıca dar çorap bile önerilmiyor iken yanlış ayakkabı seçimi yapıp miniklerin ayak sağlığını bozmak istemeyiz.

Bakım Ürünleri:
  • Bebek bezi
  • Yenidoğan için ıslak pamuk mendil
  • Bebek temizleme pamuğu ( Ben İnci 6 aylık olana dek alt bakımını pamuk ve kaynatılmış soğutulmuş su ile yaptım. İpek marka 30'lu paket aldım. Çoook uzun süre idare ediyor.)
  • Bebek Küveti
  • Kova ve maşrapa ( sabit sıcaklıkta suyu burada hazırlarsanız yıkamak daha kolay oluyor.)
  • Yıkama süngeri ( İlk aylarda farklı dokular bebeklerin beyin gelişimi için çok faydalı.Ben İnci'yi yıkarken birden fazla farklı dokuda sünger ve bez kullanıyordum.)
  • Şampuan (Mustela'nın yenidoğan konak önleyici köpük şampuanı tercih ettim. Hala Mustela'nın hem vücut hem saç için olanlarını kullanıyorum.)
  • Vücut nemlendirici 
  • Yüz kremi (Mustela'nın yüz kremini şiddetle öneririm. Her türlü hassasiyeti 5 dk. içinde geçiriyor.)
  • Tarak
  • Tırnak Makası-Kağıt Törpü (törpü mü? demeyin kestikten sonra takılmasın diye lazım oluyor.)
  • Pişik önleyici krem
  • Pişik giderici kremi
  • Ateş Ölçer ( Ben Arzum Bebbe'nin temassız ateş ölçerini kullanıyorum. Ayrıca banyoda suyun sıcaklığını falanda ölçüyorum :) )
  • Burun aspiratörü ( birkaç model denemiş biri olarak Otri bebe'den şaşmayın derim)
  • Emzik (eğer verecekseniz bir kaç model almanızı öneririm hepsini sevmeyebiliyorlar.)
  • Emzik kutusu ( Avent'in modellerinin kapağı var ama farklı bir marka ise gerekecektir.)
  • Emzik zinciri (ben çok kullandım ilk zamanlar yere düşen bir emziği steril etmeden veremiyorsunuz.)
  • Biberon ( Ben Avent yenidoğan başlangıç setini satın almıştım. İçinden 1 adet biberon fırçası,1 adet de emzik çıktı. Anti-kolik olması ve BPA içermemesi önemli. Cam biberon da tercih edebilirsiniz. Ayrıca Dr. Brown'un biberonlarını kullanıp çok memnun kalanlar da var.)
Alet-Edevat:
  • Bebek arabası (Aile bütçesini sarsan, üzerine tez yazılası yegane ihtiyaç :) )
  • Oto koltuğu (puset)
  • Sterilizatör ( eğer emzik verecek ve süt sağacaksanız işinizi kolaylaştıracaktır. Ben Arzum Bebbe'nin şu modelini kullanıyorum ancak. Birçoğunda olduğu gibi ıslak çıkartıyor. Wewell'in şu modeli kurutmalıymış.
  • Bebek Telsizi (kullanır mıyım bilmiyorum diye almıştım. En çok kullandığım ürün oldu. Benim ki kamerasız bir model ama kullananlar kameralıyı tavsiye ediyor. Bütçeniz var ise kameralı alın derim.)
  • Oda termometresi
  • Oda nemlendirici (Hamileyken kullanmaya başladım. Sabahları burun kanamalarım oluyordu. Faydasını gördüm. İnci içinde doktorun tavsiyesiyle 4 saat açıp 4 saat kapatarak kullandım.)
  • Sling
  • Bebek yatağı
  • Bebek bakım çantası (Ben Lassig marka kullanıyorum. Bir sürü gözü, ıslak bölmesi, bebek arabasına bağlanma aparatları var.) 
  • Bebek giysileri için uygun deterjan
  • Bebek giysileri için uygun leke çıkartıcı
Annenin İhtiyaçları:
  • Hijyenik kadın pedi (Bence doğumdan sonraki ilk günler için eczanelerde satılan hasta bezlerinden alabilirsiniz.)
  • Göğüs pedi (Neredeyse her markayı denedim.Hiçbiri Lansinoh gibi değil.)
  • Emzirme sütyeni/atleti (Ben atletleri daha çok sevdim.Emzirmek için t-shirtümü kaldırdığımda göbeğimi topluyordur.)
  • Göğüs ucu kremi (Ben Lansinoh lanolin kullandım.Yıkamaya gerek kalmadan emzirme olanağı sağlıyor ve gerçekten rahatlatıyor.)
  • Göğüs pompası (İşe döneceğim için ilk satın aldığım şeylerden biri idi. Ben Avent kullandım ama medela'nın çok methini duydum.)
  • Süt saklama kabı/poşeti (Ben yine Avent'in via kaplarını kullanıyorum. Direk kaba bir aparat takıp biberona çevirebiliyorsunuz.Böylece kaptan kaba aktarmamış oluyorsunuz. Süt saklama poşeti olarak da en iyisi bence Lansinoh. Fiyatı diğerlerine göre daha yüksek. Bir çok marka denedim en yakın kalitede bence daha uygun fiyatlı olarak Milkway marka saklama poşetleri var. Çift kilitli tercih etmenizi öneririm.)
  • Emzirme yastığı (Bence olmazsa olmaz bir parça değil ama ben kullandım. Faydasını da gördüm. Acemi zamanlarımda yastıktan destek aldım.Ayrıca ilk aylarda uzun dakikalar emzirdiğiniz için ekstra bir konfor sağlıyor. Benimkini annem dikti. Siz de internetten kalıbını bulup yetenekli bir yakınınızdan rica edebilirsiniz)
  • Emzirme Önlüğü (Yine annem dikti sağ olsun. İlk aylarda kullandım ama büyüdükçe açmaya başladı zaten bende artık her yerde nasıl emzirilir öğrenmiştim. E tabi o ilk utangaçlığı da atıveriyorsunuz üzerinizden, örtüye mörtüye gerek kalmıyor :) )
  • Emzirmeye elverişli rahat giysiler.

Not: Ben doğum sonrası ne giyeceğimi hiç düşünmemiştim. Sanki eski kıyafetlerim bana olacakmış gibi :) Naçizane tavsiyem önden düğmeli yada fermuarlı pamuklu rahat giysiler edinebilirsiniz. Ben sürekli paspal ve anne topuzuyla oturmaktan çok sıkıldığımı hatırlıyorum. Kendimi online alışverişe vermiştim :) Maalesef vücudunuzu hiç tanıyamadığınız bir dönem olduğu için çok başarılı olmuyor :) Bir de iç çamaşırı konusu var ki çok önemli. Komple göbeği kapatan o çamaşırları hiç sevmediğim için külot bulmakta zorlanmıştım. En sonunda LCW'de dikişsiz pamuklu bulup, 10 tane aldığımı hatırlıyorum en XL'ından :)

12 Ağustos 2016 Cuma

Bebekle Tatil


İnci 3 Temmuz doğumlu. Bundan mütevellit geçtiğimiz yazın bir kısmını hamile ve bir kısmını lohusa olarak geçirdim.Eylül ayı gibi Trakya tarafına mini bir seyahat gerçekleştirmiş olsak da tatilden saymıyorum. Zaten o zaman yaptığım hazırlıktan bahsedersem muhtemelen alay konusu olurum çünkü en koltuk dahil çanta doluydu :) Muhtemelen İnci'nin evde yanımıza alınmadık eşyası kalmamıştı.Ya öyle olursa ya böyle olursa... Çünkü mahrumiyet bölgesine gidiyorduk nede olsa :) 

Neyse gelelim bu sene ki tatilimize. İnci 11 aylıktı ve Antalya gittik. Aslında önce rotamızı Bozcaada yada Marmaris-Selimiye'ye çevirsek de, deniz suyunun soğukluğundan ve Antalya'yı çok özlediğimizden dolayı orayı tercih ettik. Ayrıca otelimizin plajı Mavi Bayraklı idi. O da ne derseniz tık tık. Eşim ve ben Antalya'da Üniversite okurken tanıştık ve evlenmeye karar verdik. Benim çocukluğum,lise ve üniversite yıllarım hep Antalya'da geçti. O yüzden yeri bizde ayrıdır.

Bir de söylemeden geçemeyeceğim beklentinizi çok yüksek tutmayın. Yani elinizde kokteyliniz güneşlenemeyebilirsiniz. Aslında büyük ihtimalle kokteylsiz de güneşlenemeyeceksiz :) Ben öyle yaptım o yüzden tatilden keyif aldım. Ancak Sevgili Kocam bir şok oldu tabi :) 

Biz araba yolculuğunu tercih ettik. Deli misin sen diyenleri duyar gibiyim. Aslında bende çok korkarak başladım bu yolculuğa ama eğer uyku saatlerine denk getirirseniz sanılan kadar zor olmuyor. Arabayı eşim kullandı ve akşam 22:00 gibi yola çıktık. İnci bütün gece yol boyunca uyudu :) Sabah 09.30 gibi Antalya'daydık. Dönerken de aynı şekilde yola çıktık  ve gerçekten sandığım gibi yorucu olmadı. Sevgili kocam bana katılmayacak belki ama :) Eğer gündüz yola çıkacaksanız yanınıza bebeğinizi meşgul edecek oyuncak,kitap ve aktivite malzemeleri almanızı öneririm. Mümkünse daha önce hiç görmediği yada uzun zamandır oynamadığı bir şeyler olursa daha iyi olabilir. 2 m2 alanda o küçük insan yavrusunu zapt etmek çok zor oluyor bilirsiniz. Ayrıca gece yolculuğu serin oluyor. Bu bile tercih etmeniz için yeterli sebep bence. Bol bol atıştırmalık alabilirsiniz. Hem kendinize hem bebişe hem de koçişe. Zira biz daha gişeleri geçmeden acıkan bir çiftiz :) Ben 10 saat yol çekemem derseniz alternatif olarak uçak da tercih edebilirsiniz. 

Tabi arabayla gidince bagaj kısıtlaması olmadı. Heyyoooo! İçimdeki evhamlı ve tedarikli anne sahneye çıktı ve bavulun 3/2 sini İnci için doldurdum :) Eskiden bavula her akşam için ayrı ayakkabı ayrı çanta koyan ben; sadece Birkenstock terliklerimi ve bir sandaletimi aldım desem. Çanta mı? Uzun zamandır bebek bakım çantamız tek aksesuarımız. Evet insanlık için küçük ama benim için büyük bir adım :) Eşime de 2 t-shirt 1 şort tamam. İnci için yanıma aldıklarımı aşağıda listeleyeceğim. Bu yolculuk için baston puset tercih ettik. Hem bagajda az yer kaplıyor hemde sürekli aç kapat daha kullanışlı oluyor.

İnci yemek yemeye de başladığı için (doktorumuzun da tavsiyesiyle) yanımıza ne olur ne olmaz diye meyveli ve sebzeli kavanoz mamalarından(bazıları şeker içeriyor. eğer bu konuda hassassanız içeriğini iyi okumak gerekli) ve Sütaş'ın Babymix Yoğurtlarından aldık. Kavanoz mamaları bayağı iş gördü ancak yoğurt için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. 1 kaşık aldı ve sevmedi. Kahvaltıda sorun yaşamadık. Eğer ek gıdaya yeni geçtiyseniz bazı şeyleri püre olarak veriyorsanız yanınızda alet-edevatlarınızı götürmeniz gerekecek. Bizimki haşlanmış yumurtayı ısıra ısıra mideye indirdiğinden diğer eline de peynirli simit tutuşturup kahvaltı işini çözdük. Kaldığımız otelde (çoğu otelde olduğunu düşünüyorum.) çocuk büfesi ve diyet büfesi vardı. Burada her gün haşlanmış tavuk,haşlanmış sebze, tuzsuz pilav oluyordu. Bu büfeden de faydalandık.
Deniz ve havuz mevzusuna gelirsek. İnci suyu sevdiği için denizi de seveceğini düşünüyordum. Çok şükür öyle de oldu. Gölgelikli bir simit satın almıştım. Simidine oturup takıldı. Doktorumuz olmasa daha iyi olur dese de İnci'yi havuza da soktuk. Denize nazaran biraz daha çok sevdi tabi ki.Çok sıcak saatlerde mecburen odaya geçtik. Mustela'nın 50+ faktörlü güneş koruyucusunu kullandım. Ve tabi ki sürekli şapka.

Ayrıca bu tatilde iyi ki satın almışım  dediğim bir kaç üründen bahsetmek istiyorum. İncelemek isterseniz üstlerine tıklayarak linklerine ulaşabilirsiniz.
  • Slipstop ayakkabılar: Bence hem havuz başı hemde deniz kıyısı için harika.Özellikle yürüyen bir bebeğiniz varsa mutlaka edinmelisiniz.Hem ayaklarından çıkaramıyorlar :)
  • Momscotton battaniye: Ben hem oto koltuğuna hem de bebek arabasına uyumlu modelden aldım. Gerçekten terletmiyor. Klasik bir penye yada müslin battaniye asla aynı işi görmüyor. Antalya'nın sıcağında test edildi,onaylandı.
  • Panço havlu: Ben LCW den almıştım.Kafasından bir geçiriyorsunuz öyle kalıyor :) Sıyrılıp içinden çıkamıyor. Dolayısıyla ıslak ıslak üşümüyor. Bunu eşime söylediğimde 'Allah aşkına Öykü 40 derece güneşte denizden çıkınca üşümez zaten' dedi. Böyle söyleyince mantıklı ama olsun, yinede üşümesin  :)
  • Nike Sunray Sandalet : Annelerin milli tatil ayakkabısı :) Islanınca çabuk kuruyor. Tabanı dümdüz değil ve parmakları koruyan önünde bir kısmı da var. Sanki her kıyafete de uyuyor :)
  • Mustela After Sun Spray: İnci beyaz tenli olduğu için ne kadar koruyucu sürsem de yanıyor. Güneş sonrası cilt klasik nemlendirici yerine farklı bir bakıma ihtiyaç duyuyor diye düşünüyorum Daha hafif yapılı, kolay emilen ancak bol nemlendiren. İşte tamda böyle bir sprey. Mutlaka tavsiye ederim.

İncinin bavulunda ne vardı?

  • Çıtçıtlı askılı bodyler
  • T-shirt, şort
  • Elbiseler
  • Uzun kollu sweatshirt ve ince hırkalar
  • Uzun tayt
  • Çorap
  • Şapka (çeneden bağlamalı tercih ettim, rüzgarda uçuyor.)
  • Müslin ve penye battaniye, 1 tane de merserize aldım. Hava soğuk olursa diye.
  • Banyo havlusu
  • Şampuanı, vücut nemlendiricisi
  • Tarak ve tırnak makası
  • Diş fırçası (eğer dişleri çıktıysa)
  • Derece
  • Burun aspiratörü
  • Serum fizyolojik
  • D vitamini+Demir damlası (eğer hala veriyorsanız)
  • Ateş düşürücü (doktorunuz ne tavsiye ediyorsa)
  • Bol miktarda bebek bezi
  • Deniz ve havuz için bebek bezi
  • Bol miktarda ıslak mendil
  • Pişik kremi (sıcaklarda belli olmaz)
  • Kum ve su oyuncakları
  • Sevdiği kitaplar ve yanınızda taşıyabileceğiniz bir kaç oyuncak.
  • Bebek arabası ve bebek yatağı için sineklik 
  • Bol bol önlük( kullan at olanlardan da tercih edebilirsiniz)
  • Su için biberonu
  • Kaşık ve çatalı
Bu yazıyı ve listeleri görüp tatile gitmekten vazgeçmeyin :) Evet biraz büyük bir bavula ihtiyacınız olacağı kesin ama inanın değiyor.Güzel anılar biriktireceğiniz iyi tatiller dilerim.

Öykü







11 Ağustos 2016 Perşembe

Bir Lohusaya Söylenmemesi Gereken 10 şey!


Merhaba, bir önceki yazımda bahsettiğim sakıncalı cümleler aşağıda sizi bekliyor. Her biri kesin bilgidir yayalım :)

1- Normal doğum mu yaptın, sezeryan mı? 

Daha hamileliğinizde etrafınızda beliren kadın doğum uzmanları iş başında!

2- Sütün geldimi?

Ha şimdi geldi, sizin önünüzden :) Bunlarda anne-bebek beslenme uzmanları, anne sütü mü alıyor yoksa devam sütümü çok önemli onlar için.

3- Emiyor mu?

Muhtemelen cevabı bile dinlemeden. Aman emsin emsin ben bilmem kimi bilmem kaç ay emzirdim diye konuya girip, hiç de merak etmediğin emzirme hikayelerini anlatıcaklardır.


Şekil 1A :)

4-Aç bu çocuk, doymuyor!

bknz şekil 1-a! Bilim konuşuyor ben değil!

5- Kucağa alıştırma!

Bunu hiç mi hiç anlamıyorum. Yeni doğmuş bir bebeğin annesinin kucağından başka alışabileceği daha iyi bir yer varmı?

6-Aaa karnın olduğu gibi duruyor! Yoksa bir bebek daha mı var orda? 

Ahahahahah şakacı seni!

7-Üşümezmi bu çocuk böyle?

Zaten biz de zatürre etmeye çalışıyorduk!


8-Bunlar iyi günlerin, tadnı çıkar!

Hamileliğinizden beri sürekli söyleyip durdular dimi :) Tamamen yanlış bilgi. Ben test ettim, onaylıyorum. Bebeğim büyüdükçe herşey daha da kolaylaştı.


9- İkinci ne zaman?

Bayağı bir fantastik soru :)


10-Bizim bir tanıdık var diye başlayıp, başına gelen felaketler silsilesini anlatmak.

Bundan kaçış yok, Tıkayın kulaklarınızı dinlemeyin :)



Anda kalın, sevgiyle kalın!

Öykü

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Lohusa Sendromu Dediğin


Gelelim işlerin biraz daha başına. Annelik serüvenimin ilk günlerine.

Hamileyken ben de önerilen yerli yabancı envayi çeşit kitabın bir çoğunu okudum. Ne Ayşe Öner kaldı ne Tracy Hogg. Kimini altını çize çize okudum, kimini sayfa atlayarak. Kimi tam bana göreydi kimi hiç değil. Hepsini okurken aynı şeyi yaptım ben. Lohusa depresyonu (postpartum) ile ilgili kısmı atladım. Atladım ya,  bildiğin okumadım.

Neden okuyacaktım ki. Sonuçta 9 aydır heyecanla beklediğim meleğim kollarımda olacaktı. Ben de kırmızı kurdelemi takıp, o yatağında (hahahaahaha) uyurken onu seyredecektim. Zaten bir sürü yeni gecelik sabahlık almıştım. Bir de kokoş terliklerim vardı. Bir lohusa daha ne ister ki?( bu sorunun da cevabını buldum Sevgili Okuyucu; 1 huzur 2 hazır yemek 3 duş :) )
Depresyon mu? Ne ilgisi vardı?

Aynen tahmin ettiğiniz gibi oldu.İnci Tanem dünyaya geldi, hastanede geçirilen 2 harika günün ( keşke 1 hafta kalınsa :) ) ardından evimize geldik ve kısa süre sonra bu çocuğun gerçekten
bizim olduğunu anlamıştık :) Bende bir hüzünlü haller, sebepsiz ağlamalar, ay bir iç sıkılması. Neden neden neden? Cevap bulamadıkça daha çok bunalıyordum. Üstelik kimse bana böyle bahsetmemişti.
Herkes 'harikaaa bir duyguuuu, anlatılmaz yaşanır' demişti. Ama öyle olmamıştı işte. Neredeydi şimdi o kitaplar, ah keşke bir satır baksamıydım, herkeste böyle mi oluyordu acaba? Bence herkes kafaya takacak birşey buluyor o dönem. Ben de doğum şeklime takmıştım. Son anda zorunlu sezeryan olmuş olmam bende büyük bir hayal kırıklığı yaratmış, aklımdan çıkaramaz olmuştum. Bu böyle 15 gün sürdü ve azalarak bitti gitti. Herkesin senden dünyanın en mutlu insanı olmanı beklediği bir dönem senin bu hissiyatta olman kimseye anlatılır birşey değil gibi gelmişti bana. O yüzden de sevgili kocamın şaşkın bakışları arasında günlerce ağladım ve akan göz yaşlarımla depresyonumu da yolcu ettim.

Bir arkadaşım vardı benden 15 gün sonra doğum yapan. Hemen sarıldım telefona whats up tan yardırdım. Dedim o sormadan ben söyleyeyim, sebepsiz de ağlayacaksın, dünyanın sonu da geldi sanacaksın. Korkma normal! Bir lohusa ya bile umut verdiysem ne mutlu bana! :)

Demem o ki o depresyona giriliyor arkadaş! Bana iyi gelen şey bebeğimi alıp kendimi dışarı atmak oldu. Artık nerede boynu bükük bir lohusa görsem 2 kap yemek yapıp, bebesini alıp hadi git sen bir duşa gir diyorum. Siz de deyin. Bir de asla dememeniz gerekenler var! Onları da anlatacağım, asıl mühim olan onlar zaten :) Sevgiyle kalın.

Öykü


Sadece 3 günlük İnci, Şiş surat lohusa ve tuzu kuru Sevgili Kocası :)

9 Ağustos 2016 Salı

Anneliğimin birinci yılı kutlu olsun!


Kızım 1 yaşında. Ben de anneliğimin ilk yılını kutlayabilirim artık. Hayatımın en hızlı geçen, en dolu geçen, en hiç bitmesini istemediğim bir yılı.

Günün 24 saat olduğuna içerlediğim, en çok yağlı saçlarla gezdiğim, en alıngan olduğum, en sulu göz gezdiğim bir yıl. Eskiden kendimi yoğun sanırdım. Ne spora, ne bir hobiye vakit ayıramamaktan şikayet ederdim. Duyun sesimi henüz çocuğu olmayanlar :) Birden fazla çocuğu olanlarda aynı şeyi bana söyleyeceklerdir muhtemelen.

Bence ben bu bir yılda, büyüdüm, sabrın ne demek olduğunu öğrendim, anne olunca anlarsın dedikleri şeyleri tecrübe ettim.

Sanki dün gibi ilk kucağıma alışım. Onu bırak çift çizgiyi ilk görüşüm! İlk kalp atışı! Derken şimdi kucağımda 10 kg'lık bir sıpa :) Anne olunca romantik biri oldum ben galiba.Ayrıca fark ettim ki anne olduktan sonra daha çok söyleyecek sözüm var benim. Hoş önceden de hiç bitmezdi ama :) Bizim çene durumları kalıtsal yapılacak bir şey yok :)

Zaten doğuştan yufka yüreğim iyice eridi. O yüzden postu salya-sümüğe boğmadan birazda ilk doğum günü partimizden bahsedeyim.

Tabi ki herşeyle ben ilgilenecektim. Zaten çok birşey yapmayacaktım, aile arasında sırf miniğime güzel bir anı bırakmaktı maksadımız!

Tabi ki öyle olmadı sevgili okuyucu :) Sizin de tatmin ettiğiniz gibi evin salonunu bir anda kurdele,fiyonk,tütü kapladı :) Koca kişisi şikayetçi evi istila eden pembe ıvır zıvırdan ama nafile.
Anne bu yola baş koymuştu bir kere :) Arkadaşım Canan'ın yardımıyla görselleri hallettik. Zaten temayı belirleyince arkası çorap söküğü gibi geliyor.

Biz kalabalık bir aileyiz.Aile aramız bile 50 kişidir yani :) O sebeple sitemizin içindeki cafe ile anlaştık. Aile büyüklerimizde ikramları üstlenince geriye kaldı konuklarımıza vereceğimiz anı hediyelerine.Her ne kadar the Koca bu işte bir terslik var doğum günü bizim onlar bize hediye verecek dese de, (ay şekerim bide yeni nesil baba olucaklar ya, hiç mi konsept parti nedir duymadı!) yine benim hazırladığım minik sukulentler hediye ettik konuklarımıza. tık tık.

Sevdiklerimizle gülüp eğlendiğimiz, yeyip içtiğimiz keyifli bir gün oldu. Bizim İncitoş da mumunu üfleyip totoyu devirip yattı :)

Yani demem o ki bizim ufaklık da büyüdüğü zaman annecim bizim neden bir örnek giyindiğimiz doğum günü partimiz yok demeyecek :) 

O günden birkaç fotoğrafla yazıyı noktalıyorum. Hoşçakalın, anda kalın, sevgiyle kalın.

Öykü


bu 1'den ve panodan yapmayanı dövüyorlarmış :)



Ay ay İnci'nin evrilişi :)


Çatık kaşlı doğum günü çocuğumuz

Öpücük tostu!












8 Ağustos 2016 Pazartesi

Meşhur Değnek


Bugün pazartesi. Eskiden gezmekten yorulduğum hafta sonunun ardından işe gitmek zor gelir, söylene söylene günü bitirirdim. Şimdi resmen depresyonda oluyorum.

İnci'yle dolu 2 günün ardından sabah o kapıyı çekip çıkmak bana çok zor geliyor artık. Hani hep işe başlayınca bebeğin psikolojisi bozulmasın,aman şöyle etkilenmesin, böyle ağlamasın diyoruz ya. Peki biz ne olacağız sevgili anneler? Bence ben kızımda daha çok etkilendim bu süreçten. Üstelik düşündüğümün tam aksine sanki! Daha küçükken kolaydı. Büyüdükçe bırakıp gitmek zorlaşıyor.

Bu sabah uyandı, döndü bana baktı, gülümsedi, boynuma sarılıp göğsüme yattı. Öyle kaldı bir süre sonra kafasını çevirip çevirip bana bakmaya, gülümsemeye başladı.Bakıp, sarılıp geri yattı :) O anı dondurmak istedim. Beynimde bir şey çıt etti, dedim ki gitme işe falan kalın işte böyle. Tabi ki hayaller, hayatlar :)

''Annelik tükürdüğü yalama sanatıdır.'' bir anne atasözü :) Asla yapmam dediğin herşeyi (en azından bir kısmını), başkasında kınadığın hareketleri sırasıyla yaptığın zamanlar bütünü sanki. Önemli olan kaliteli vakit geçirmek canım, akşama kadar yanında otursam ne olucak dediğim günler çok da uzak değil. Ben çalışma kararımın arkasında durmak istiyorum. Ama kendimi %100 ikna edemiyorum bazen. Diyorum benim de bir kızım var hayatta var olmayı, kendi ayakları üzerinde durmayı benden öğrenecek. Sonra bir sabah o pamuk eller dolanıyor ya boynuma kalbimi evde bırakıp geliyorum işe.

Anneliğimin ilk yılında öğrendiklerimden biri ; arada kalmak anneliğin şanından geliyor. O değnek var ya o değnek! Anladınız siz onu :)

Öykü



İlk Merhaba...


Merhaba Ben Öykü.29 yaşında, özel sektör çalışanı,evli, 13 aydır omuzlarında anne apoleti olan bir Türk kadınıyım.

Hayatımın öyle bir dönemindeyim ki ne yapsam memnun olmadığım, eksik kaldığım... 

Memnun olmadığım derken; hayatın hakkını veremediğimi düşündüğüm, yaşamak böyle bir şey olmamalı dediğim.

Oysaki dışarıdan bakınca herşey iyi gibi.(bazen bende kendimi anlayamıyorum) İyi bir işim, çok sevdiğim bir eşim, bir evladım var. Sağlıklıyım da çok şükür. Ama ruhsal sağlık, duygusal tatmin öyle bir şeymiş ki olmayınca olmuyormuş.Bir şey yapmam gerek ama ne dedim kendime.

Velhasıl ben de kendimi yazarak bulacağımı, yazdıkça eksiklerimin tamamlayacağımı düşünüyorum. Anneliğimle ilgili, hayatla ilgili paylaşımlar yapacağım bloguma Hoş geldiniz! İyi ki geldiniz! iyi okumalar :)

Öykü

oykuyildirir@gmail.com
instagram.com/oykuyildirir
snapchat; oykuyildirir