21 Haziran 2018 Perşembe



2. Trimester

Uzun bir aradan sonra merhaba. Zaman nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. 2.trimesterım bitmek üzere. Hafif bir sabırsızlık, heyacan başladı ne yalan söyleyeyim. Geçen gün bir bebek mağazasında minicik bir bodyi elime aldığım gibi göz yaşlarıma engel olamadım. Bir kaç ay sonra içini dolduracak miniği düşünmek beni benden alıyor. Sanırım ilk gebeliğime nazaran hayatımın daha yoğun oluşu duygularıma daha az odaklanabilmemi sağlıyor ve böyle ilk çatlakta hönkürerek gün ışığına çıkıyorlar :)

14. haftadan sonra miğde bulantılarım kesildi ve iştahım bir açıldı ki sormayın. İlk hamileliğimde toplam aldığım kiloyu şuandan neredeyse almış bulunuyor :) Doktorum ensemde, bir beslenme uzmanına görünüyorum 2 haftada bir ama tam olarak kendimi tutamıyorum. Aynı İnci'ye hamileyken olduğu gibi dondurma aşeriyorum. Neredeyse hergün yiyorum :) Henüz şeker testini yaptırmadım. İnşallah şeker çıkmaz, dinimiz Amin :) Bir ürtiker(kurdeşen) belası var başımda ki sormayın. Kaşınmaktan her yerim yara bere :(

Dokturumla SSVD(sezeryan sonrası vajinal doğum) ile ilgili detaylı bir konuşma yaptık. Son haftalarda durum değerlendirmek üzere konuyu şimdilik kapattık. Bakalım neler olacak ben de çok merak ediyorum. 

Gelelim bu trimesterın bence en önemli konusuna. İnci'ye abla olacağını söyledik. Öncesinde eşimin bir akrabası olan Uzman Psikolog Sevgili Merve ile görüşmekti hedefimiz. Ama bizim İncitoş bir gün durup dururken karnımı tutup anne senin karnında minicik bir bebek mi var dedi. Biz şok olduk tabiki :) Hayır demek istemedik ve eşimle karşımıza alıp durumu anlattık. Çok şükür ki kötü bir tepki almadık ama sevinç nidaları da atmadı o anda. Merve ile görüşmeye gittiğimizde biz durumu anlattık. O da bize doğum ve ilk karşılaşma ile ilgili bilgiler verdi. Nasıl bir tutum sergilemeliyiz, neler asla yapmamalıyız vb. 

Şu anda 26. Haftadayım ve kocaman bir göbeğim var. Gören herkes doğum yakın sanırım diyor :) İzah edemiyorum. Çocuğum enine duruyor sanırım :)

Şimdilik benden bu kadar son trimesterda görüşmek üzere!

Sevgiler,

Öykü
















İlk 3 ay


2. hamileliğim, maalesef biraz zor ve ilk hamileliğimde oldukça farklı başladı. Öyle de gidiyor. Biraz riskli birkaç hafta geçirdim ama çok şükür atlattık. İnci'de bir gün bile bulanmayan midem, şimdi ağzımda. İlginç bir şekilde güzel kokan her şeyden tiksiniyorum :) Yıkamış çamaşırlar, parfüm gibi...
Halsizlik zaten malumunuz ilk üç ayın en önemli yan etkisi. Evde bir çocuk daha olunca öyle battaniye altı keyif yapamıyorsunuz maalesef. Hiç bir şey yapmadan öylece kalmak istiyorum bazen ama İncitoş evdeyse neredeyse imkansız :) Mevcut bazı riskler sebebiyle doktorum İnci'yi kaldırmamı söylemişti ama... Olmadı tabiki. Çok şükür ki bu durum bizi olumsuz etkilemedi.

Çok şükür bebeğimizin gelişimi iyi gidiyor. Keseydi, kalp atışıydı derken 2'li testimizde güzel çıkınca rahatladık. Maalesef plesantanın biraz aşağıda oluşu sebebiyle 20. haftama kadar seyahat yok. Bence bebişlerin anne karnında en güzel göründüğü zaman 12. hafta ve 16. hafta kontrolleri :) 2'li test için gittiğimde minik kuşum zıp zıp zıpladı :) Aynı tanıdık heyecanlar, tanıdık bir aşkla bağlanmaya başladım bile.

İnci'ye henüz kardeşi olacağını söylemedik. İlk 3 ay söylemeyi planlamadık. Ama İnci'yi konuya ısındırmaya başladım. Bir kaç kitap aldık konuyla ilgili okuyoruz, üstüne konuşuyoruz. Başka bebeklere verdiği tepkiler de şimdilik iyi ama tırsmıyor değilim :)  İnci için tüm eşiklerde (emzik,bez, memeden kesme) hep hikaye kitaplarından destek aldım. Somutlaştırmanın, örnek göstermenin çocuklara büyük fayda sağladığını düşünüyorum. Bakalım sonucu hep birlikte göreceğiz.

İlk 3 ayda bizden bu kadar :) 2.trimester'da görüşmek üzere...

Sevgiler,

Öykü



 

7 Şubat 2018 Çarşamba

Ailemiz büyüyor!

Merhabalar,
Eşim de ben de hep 2 evlat diledik Allah'tan. Çok şükür geçtiğimiz ay bu hayalimizin gerçekleşmeye başladığı haberini aldık. Gelelim hikayenin nasıl geliştiğine...
Sanırım bu işin başıma 2. kez geliyor olmasından mütevellit ben hemen hamile olduğumu anladım :) Öğle arası ofise en yakın hastanede yaptırdığım kan testi de beni doğrulayınca havalara uçtum. Hiç öyle 2.,  ilk seferki gibi heyecanlı olmuyor diyenlere bakmayın, basbayağı oluyor. Müjdeyi ilk eşime verdim ve aile bireyleri, arkadaşlar derken kamuoyuna ilan ettik :) İnci hariç. Şimdilik abla olacağından habersiz minik kuşum :)
Evet yaptık bir çılgınlık ve yepyeni bir maceraya başladık. Bakalım kahramanlarımızı neler bekliyor...
Sevgiler,
Öykü

23 Ocak 2018 Salı


Sosyal medyanın hayatımıza dahil olmasıyla,  bizi teşvik ettiği bu tüketim çılgınlığına bir dur demek istiyorum. Kendi adıma... Elimden ancak bu geliyor çünkü. Çünkü kendimin de içine hızla çekildiğini hissediyorum. Elime bir kitap bir örgü almaktansa yada yürüyüşe çıkmaktansa tüm boş vakitlerimi sosyal medya hesaplarımda geçirmeye başladığımı fark ediyorum. Kim ne giymiş, kim ne almış, yeni bir ürün çıkmış koşun instagram yıkılıyor :) Mesela bu yaz flamingo konseptli doğum günleri modaydı biliyor musunuz? Bir kadın mutfağını paylaşıp altına kel alaka bir şey yazıyor örneğin. Sonra altına bilumum yorumlar; merhaba, çaydanlık nereden :)
Düğün gibi doğum günleri, gövde gösterisine dönüşen hastane odaları. Hepsi çok güzel kabul ediyorum. Ben de bakarken gıpta ediyorum. Mesela benim bunların çoğunu yapacak maddi gücüm yok. Olsa ne kadarını yapardım orası da tartışılır. Takip eden çoğunluğun yok biliyorum. Başkalarının sahip olduklarını gözümüze sokmalarına ve mütevazıymış gibi davranmaları bana çok sahte gelmeye başladı. Bilmiyorum belki de yaşlanıyorum :) Sahip olamadığımız her fotoyu like atarken bir tık daha kendimizi mutsuz ediyoruz itiraf edin. Sahip olduğumuz güzellikleri unutuyoruz. Sürekli tüketmeye ve para harcamaya yönlendiren bir akım var. Bunları almak yapmak artık normal hale geldi üstelik. Hayatımızın bir parçası oldu, yeni bir endüstri türedi.
Ben bugün bir karar aldım ve tüm bu tüketim çılgınlığına teşvik eden, bana hiçbir şey katmayan sadece başka birinin hayatını dikizleme imkanı veren tüm hesapları takip etmeyi bıraktım. Sadece bana keyif veren, katkıda bulunan birkaç hesabı takip edeceğim. Fark ettim ki çok kıymetli vaktimi artık bunlarla harcamak istemiyorum.
Bu yazı kimseye yada bir şeye hitaben yazılmamıştır. Bu yazı bir özeleştiridir. Bu yazıyı Öykü'ye, kendime ithaf ediyorum.


Sevgiler.
Öykü