Emzirmeyi Nasıl Bıraktım ?
Ben de bu işi, her annenin yaptığı gibi yaptım. Bu yazıda başımdan geçenleri paylaşırken, daha çok anne olmanın insana getirdiği duygusallığa dem vurmak istiyorum. Yazmak, yazarken rahatlamak, üstümdeki bu garip burukluğu atmak istiyorum.
Derdimi anlatmaya başlamadan önce belirtmeliyim ki emzirmek yada emzirmemek her annenin kendi kararıdır. Emzirmeyi tercih etmeyen yada tıbbı sebeplerden dolayı emziremeyen anneleri parmakla göstermeyi bırakmalı ve kalpleri kırmamalıyız artık diye düşünüyorum.
Bizim İnci'yle hikayemiz sorunsuz başladı. Allah'ın bir hikmeti olarak, doğan bu minik insanlar emme refleksi ile doğup, ne yapacaklarını sizden daha iyi biliyorlar. Doğadaki her canlı gibi hayatta kalma iç güdüsüyle annelerinin mis kokan göğsünde, memeye bir yapışıp bir daha bırakmıyorlar :)
Sezeryan ameliyatından çıkalı 1 saat olmuştu. Beni sedyeyle odama alırlarken bebek odasının tam önünden geçiyorduk. Yalnızca 2 dk sonra bebeğim kucağımda olacak olsa da, anlayışlı hasta bakıcım taze bir anne için değil 2 dakika, 2 saniyenin bile asır gibi geleceğini gözlerimden anlamış olacak ki durdu ve sedyemi kaldırıp kızımı bana bir kez daha gösterdi... Minik yavrum eldiven taktıkları ellerini emiyor ve ağlıyordu.Hadi hemen seni odaya alalımda kızını getirelim dediler. Yeni bir heyecan daha kapladı içimi. O zaman anlamaya başladım annelik bir nevi roller coster :)
Hiç bir zaman sütüm yetecek mi? İnci emecek mi? diye düşünüp dert etmedim kendine. Akışına, doğasına bıraktım hep. Çok şükür sütüm de yetti, İnci de emdi. Ama hazırlığım tamdı, bu işin ehli olan Ayşe Öner'in emzirme ile ilgili bir seminerine katıldım. Onun önerdiği bir yöntemle 38. haftadan meme başı kabalaştırma tekniğini uyguladım ve şunu aklımdan çıkartmadım. Eğer acıyorda bebek yanlış kavramış, yanlış emiyor! Her emzirme sonrası meme başı kremimi sürdüm ve Avent'in koruyucu göğüs kalkanımı taktım. Zaten hassas olan meme uçlarım asla çamaşırıma sürtünmedi. Bu sayede 0 çatlak 0 yara ile ilk günlerimi atlattım. Bence bu annenin emzirmeye motive olması ve keyif alması için çok çok önemli. Naçizane tavsiyem bu konuya önem verilmesi.
Günler, geceler, aylar hatta 2 koca yıl geçti... Artık İnci'nin yavaş yavaş emmeyi bırakması, tamamen benden ayrı bir birey olduğunu kabul etmesi gerekiyordu. Önceleri bunu düşündükçe bile gözlerim doluyordu. Onu koluma yatırıp göz göze, emerken terleyen alnını koklaya koklaya emzirmeyi artık bırakmam gerekiyordu.
Ben kademeli bırakmayı tercih ettim. Zaten 2 yaşında olduğu için birden kesmeyi daha zor buluyordum. Üstelik de 2 yıl boyunca büyük bir aşkla emdiği memeyi tiksinerek yada salça sürülmüş uff olmuş olarak hatırlamasını istemiyordum. Bu benim tercihim tabi ki. Diğer yolları daha kolay ve faydalı buluyor olabilirsiniz.
Zaten çalıştığım için İnci işten döndüğümde, gece uyurken ve eğer gece uyanırsa emiyordu. Artık çoğu gece kalkmıyordu, gece emmeyi neredeyse bırakmıştı. Aralarda ve hafta sonu da ne zaman canı isterse :) Önce bunu biraz düzene soktum. İlk 10 gün sadece ana öğünlerde emzirdim. Arada istediği zaman emebileceği bir sonraki öğünü söyleyip geçiştirdim. Bazen su bazen emziğini teklif ettim. İşten geldiğim öğün beni korkutuyordu çünkü zile bastığımda bile içerden MEMEEEE sesleri geliyordu :) Ama öyle olmadı, hemen tamam demedi ama problem de etmedi. O gün eve giderken ona yeni bir puzzle aldım ve o meme istediği zaman, ''Annecim artık memelerdeki süt çok azaldı, sadece uyurken emmeye yetecek kadar süt var. Bundan sonra sadece yatarken emeceğiz dedim.'' Biraz mızıldandı ama kabul etti. Yeni puzzle'ına daldı ve ilk günü krizsiz atlattık. Söylemeden geçemeyeceğim ki sizin duruşunuz çok önemli. Kararlı olmalısınız. Aksi halde sadece bebeğinizin aklı karışır. Israrla emmeye çalışmadı ama bir asabiyet de geldi üstüne doğrusu :) Tıpki oruç başına vuran yada sigarayı bırakan insanlar gibi :)
Ve geldik dananın kuyruğunun koptuğu yere son öğünü kaldıracaktım. Önceki bir kaç gün İnci'ye yakında sütün tamamen biteceğini, meme emmeyi bırakacağını söyledim. İnanılmaz kokuyordum, itiraf ediyorum. Onun üzülmesinden, benden meme istemesinden korkuyordum. Bir 10 gün sonrada son öğünü kaldıracağım gün geldi çattı :) Resmen akşam olsun istemiyordum. Bir önceki gün son kez emzirmiştim İnci'yi öpe öpe, koklaya koklaya...
Saat 21:30 civarı İnci anne hadi uyuyalım dedi. DIRI DIRI DIRI DIRI! :) Birlikte kitabımızı seçtik, emziğini aldık ve yatağa geçtik. İnci emmek istedi... 30 yıllık hayatımda ilan-ı aşk da ettim, çok güç laflar da söylemek zorunda kaldım, istifa da ettim ama o an hayatımın en zor konuşmasıydı benim için :) Artık memelerde süt kalmadığını ve artık meme ememeyeceğini kendisine bildirdim :) Bir anda ağlamaya ve OLMAZ demeye başladı ama sadece 10 saniye sürdü. Sonra kafasını koydu ve uyudu :) Kitabını bile okumadan. Ben çok şaşırdım, çok kolay olmuştu çünkü. Geriye son round kalmıştı, gece uyanırsa ne yapacaktım. Tabi ki o gece uyandı ve MEME MEME diye bir 10 dk ağladı. Bir yandan babası bir yandan ben şarkılar,türküler, halk oyunları geri uyuttuk. Sende hali hazırda evladının istediği bir şey olması ve verememek, o his biraz kötü hissettirdi tabi.
Ve sonraki günlerde İnci bir daha hiiiiiç meme istemedi :) Arada bir bakmak istiyor, orada mı diye :) Bakıyor orada, gülümseyip devam ediyor hayatına :) Velhasıl ne kadar duygusal bir yazı olsa da inanılmaz kolay olduğunu itiraf etmeliyim. Hiç korkmama gerek yokmuş başından beri. İnci hazırmış aslında ama ben değilmişim. Anneliğin garip hallerin biri işte bu da. Oysa ki ilk emzirmeye başladığım da gaz yapar onu yeme, sonra alerjik durumumuz sebebiyle 3 ay sıkı bir rejim yap, yaz sıcaklarında soğuk 2 bira içeme, bir ağrı kesiciyi bile kırk kere düşünüp al vb. şikayet eder dururdum :)
Benim 3.750 gr minik bebeğim büyüdü, minik bir kız çocuğu oldu. 13 Temmuz Perşembe gecesi son kez emzirdim onu... Ve sonra düşündüm, her gün bir şeyleri son kez yapıyoruz onlar için bu gün son kez emzirdim, yarın son kez bezini bağlayacağım, son kez ben uyutup, son kez birlikte yıkanacağız, son kez çorbasını içireceğim, son kez ayakkabısını bağlayacağım bir gün onun için... Birlikte sağlıkla uyandığımız her gün için şükürler olsun. Her günü son günümüz gibi yaşamalı evlatlarımızla, yavaş, dolu dolu, geçiştirmeden.... Doğan büyüyor dostlar :) Benden söylemesi.
Sevgiler,
Öykü
Öykü